Eczacıbaşı Tıp Ödülleri
  • 2025 Ödül Sahipleri
  • 1959'dan Bugüne
  • Başvuru Koşulları

Tıp Onur Ödülü

Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever

2021 yılında İstanbul Üniversitesi’nden emekli olan Prof. Dr. Sever, emekliliğine rağmen afet nefrolojisi ve böbrek nakli konularındaki akademik çalışmalarını sürdürmektedir.

Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever, yalnızca “akademik” alanda değil, aynı zamanda “eğitim” ve “hizmet” alanlarında da ulusal ve uluslararası zeminlerde ilgi gören çalışmalar yapmıştır. Temel ilgi alanı olan böbrek transplantasyonuna ek olarak son dönemde afet tıbbına katkıları -hem teorik, hem de pratik zeminlerde- belirgin hale gelmiş ve 2015 yılında dünyada ilk kez “afet nefrolojisi”ni bir yeni alan olarak öne sürmüştür. Halen bu konuda dünya liderleri arasındadır. Öğrenci ve hasta eğitimleri konusunda da yenilikçi ve ilgi çekici projeler geliştirmiştir.

Detaylı Özgeçmiş Film

Tıp Bilim Ödülü

Prof. Dr. Ali Koşar

2025 Tıp Bilim Ödülü, mikro ve nano ölçekte sıvı akışlarını kullanarak geliştirdiği “çip üstü kavitasyon” teknolojisiyle, kanser, prostat ve böbrek taşı gibi hastalıkların erken teşhisinde ve tedavisinde kullanılabilecek yeni nesil biyomedikal cihazların önünü açan Prof. Dr. Ali Koşar’a verildi. 

Tıp Bilim Ödülü, Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Tıp Ödülleri kapsamında 1962 yılından bu yana, bilimsel araştırmalar bir bütün olarak değerlendirilerek bilime evrensel düzeyde katkıda bulunan bilim insanlarına veriliyor. 

Detaylı Özgeçmiş Film Proje Özeti

Tıp Teşvik Ödülü

Doç Dr. Şefik Evren Erdener

İnme ve Alzheimer gibi nörolojik hastalıklarda beyin mikrodolaşımındaki bozuklukların rolünü ortaya koyan öncü çalışmalar gerçekleştiren Doç. Dr. Şefik Evren Erdener, Tıp Teşvik Ödülü’nün sahiplerinden birisi oldu.  

Detaylı Özgeçmiş

Doç. Dr. Fatih İnci

Sağlık bilimlerinde erken tanı ve kişiye özel tedavi alanlarında geliştirdiği yenilikçi biyoteknolojik çözümlerle dikkat çeken Doç. Dr. Fatih İnci, Tıp Teşvik Ödülü’nün sahiplerinden birisi oldu.  

Detaylı Özgeçmiş

2025 Bilimsel Araştırma Destek Ödülü

Prof. Dr. Seda Kızılel

Bilimsel Araştırma Destek Ödülü, yemek borusunda daralma yaşayan hastalar için kişiye özel, hücre ve nanoparçacık içeren üç boyutlu implant plakalarının tasarlanmasını hedefleyen araştırmasıyla Prof. Dr. Seda Kızılel’e verildi.

Detaylı Özgeçmiş Proje Özeti

2025 Özel Konulu Bilimsel Araştırma Destek Ödülü (Hedeflendirilmiş Tedaviler)

Doç. Dr. Umut Şahin

‘Hedeflendirilmiş Tedaviler’ konulu Bilimsel Araştırma Destek Ödülü, ALS hastalığının hücresel düzeydeki nedenlerini aydınlatmak ve etkili tedavi yolları geliştirmek amacıyla önemli çalışmalar yürüten Doç. Dr. Umut Şahin‘in oldu. 

Detaylı Özgeçmiş Proje Özeti

Tıp Öğrencileri Proje Ödülü

İsmail Emir Yassı

2025 Tıp Öğrencileri Proje Ödülü zihinsel yük altında beynin ve otonom sinir sisteminin nasıl tepki verdiğini anlamaya yönelik yenilikçi araştırmasıyla, psikoterapi ve eğitim gibi alanlarda kişiye özel yaklaşımların tasarlanmasına katkı sağlayabilecek nitelikte bulgular ortaya koyan İsmail Emir Yassı’ya verildi.

Detaylı Özgeçmiş Proje Özeti
Detaylı Özgeçmiş

1954 yılında Antalya’nın Manavgat ilçesinde doğan Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever, ilköğrenimini Manavgat’ta, ortaöğrenimini İzmir Koleji (Bornova Anadolu Lisesi)’nde tamamladı. 1978’de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. İç hastalıkları uzmanlık eğitimini İstanbul Tıp Fakültesi’nde yaptı. Hava Harp Okulu’ndaki askerlik görevi ve Uşak SSK Hastanesi’ndeki zorunlu hizmetini takiben, İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı’nda çalışmaya başladı. 1989’da nefroloji uzmanı, 1990’da doçent, 1996’da profesör unvanlarını aldı. 2021’de yaş haddinden emekliye ayrıldı. Çalışmalarını halen ağırlıklı olarak afet tıbbı alanında sürdürüyor ve Avrupa Böbrek Birliği (European Renal Association –ERA-) Böbrek Afetleri Yardım Gücü başkanı olarak görev yapıyor.

 Prof. Sever akademik hayatında öncelikle transplantasyon nefrolojisine yoğunlaştı; İstanbul Tıp Fakültesi’nde transplantasyon programını geliştirdi; 1990 yılında Cleveland Clinic’te bu alanda çalıştı. 1999 Marmara Depremi’nin ardından afet tıbbı ve ezilme sendromlu hastalardaki böbrek sorunlarına odaklandı; Türk Nefroloji Derneği bünyesinde Renal Afet Yardım Gücü’nü kurdu; 39 farklı ilde sağlık personeline, UMKE elemanlarına ve hastalara yönelik afet tıbbı kursları düzenledi. Türkiye’de ve dünyada çok sayıda büyük depremin (1999-Marmara, 2003-Bingöl, 2003-Bam-İran, 2005-Kashmir-Pakistan, 2010-Haiti ve 2011-Van-Erciş) ardından afet yörelerine giderek sahada çalıştı; “Medecins Sans Frontieres” (Sınır Tanımayan Doktorlar) örgütünde “Nefroloji Takım Lideri” olarak görev aldı. Afetlerin ardından akut ve kronik böbrek hastalarının yönetimi hakkında kitaplar, rehberler ve eğitim materyalleri hazırladı. 2005’te konusunda bir ilk olan“The Crush Syndrome” başlıklı kitabı yayımlandı. 2012 yılında, sekiz farklı dile çevrilen ve tüm dünyada halen yaygın olarak kullanılan “Recommendations for the Management of Crush Victims After Mass Disasters” rehberinin hazırlanmasına öncülük etti. 2015 yılında “afet nefrolojisi” kavramını ortaya attı. 

Prof. Sever, web tabanlı tıbbi referans (“UpToDate”)’de ve ulusal / uluslararası çok sayıda temel tıp kitabında bölümler yazdı; 213 makalesine 10.000’den fazla atıf yapıldı. Dünya Nefroloji Derneği’nde ve ERA’da farklı alanlardaki pek çok komitede ve çalışma grubunda görev aldı; başkanlık, bilimsel hakemlik ve editörlük yaptı; çok sayıda ülkede konferanslar verdi. 

Dr. Sever’in “Böbrek Transplantasyonu - Temel Bilgiler ve Uygulama Rehberi” başlıklı özgün kitabı yanında, tasarladığı / editörlüğüne katkıda bulunduğu “Dahili – Cerrahi – Adli Aciller” ve “Klinik Teşhis” kitapları pek çok hekimin başvuru kaynağı oldu. 

Tıp eğitimi alanında, kurgulamış olduğu “Hekimlik Yolunda”, “Hekimliğe Doğru”, “Hekimliğe Merhaba” ve “İntörnlere Filmler” gibi özgün projeler ile uygulamalı tıp eğitimine katkıda bulundu. 

1997 yılında, Türkiye’de bir ilk olarak, kronik hastaların eğitimine yönelik “Hasta Okulu” programlarını başlattı; 1989’dan bu yana Türk Böbrek Vakfı’nın bilimsel danışmanlığını üstlendi.

Prof. Dr. Sever, bilimsel ve toplumsal katkılarından dolayı ulusal ve uluslararası ödüller aldı. Bunlar arasında International Federation of Kidney Foundations “Joel D. Kopple Jüri Özel Ödülü” (2005), İstanbul Tabip Odası Bilim Ödülü (2015), International Society of Nephrology “Bywaters Ödülü” (2019) ve European Renal Association “Award for Outstanding Contributions to the ERA” (2024) bulunuyor.

Detaylı Özgeçmiş

1978’de İstanbul’da doğan Prof. Dr. Ali Koşar, orta ve lise öğrenimini İstanbul Erkek Lisesi’nde tamamladı. 2001’de Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra, ABD’de Rensselaer Polytechnic Institute’ta yüksek lisans ve doktora derecelerini 2003 ve 2006 yıllarında aldı. Aynı kurumda 2006–2007 yılları arasında doktora sonrası araştırmacı, 2007’de ise araştırmacı ve ilintili öğretim üyesi (Adjunct Professor) olarak görev yaptı. 2007’de Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi’ne katıldı; 2010’da doçent, 2015’te profesör unvanını aldı.

Prof. Koşar, mikro/nano ölçekli ısı transferi, kaynama, yoğuşma, mikroakışkan sistemler ve kavitasyon konularında öncü araştırmalar yürüttü. Yeni nesil mikroakışkan sistemler ve mikro ısı alıcıları üzerine disiplinlerarası çalışmalarıyla, küçük ölçekli faz değişimi mekanizmalarının anlaşılmasına ve mikroakışkan sistemlerin tasarımına uluslararası düzeyde katkıda bulundu.

Alanındaki saygın dergilerde yayımlanmış 200’ün üzerinde makalesi bulunan Prof. Koşar’ın çalışmalarına 6000’in üzerinde atıf yapıldı. Çalışmalarının büyük bölümünü Türkiye’den yürüttüğü ekibiyle gerçekleştirdi, çoğunda başyazar ve iletişim yazarı oldu. 12 tescilli patenti (3’ü triadic) ve 9 başvurusu bulunuyor. 80’den fazla uluslararası konferansta davetli konuşmacı olarak yer aldı. Danışmanlığını yaptığı 70’ten fazla yüksek lisans ve doktora öğrencisi bugün akademide ve endüstride görev alıyor.

Başarılı araştırmalarıyla TÜBA Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı (2011), TÜBİTAK Teşvik (2012), Kadir Has Gelecek Vadeden Bilim İnsanı (2013), ASME ICNMM Early Career Award (2013), Bilim Akademisi BAGEP (2014), Bilim Kahramanları Derneği Yılın Genç Bilim İnsanı (2015), Elginkan Vakfı Teknoloji Ödülü (2015), Sedat Simavi Fen Bilimleri Ödülü (2016) ve ODTÜ Prof. Mustafa N. Parlar Vakfı Bilim Ödülü (2021) gibi pek çok ulusal ve uluslararası ödülün sahibi oldu.

Disiplinlerarası SUTAB projesiyle 2015 Elginkan Vakfı Teknoloji Ödülü’nü kazandı. 2018’den bu yana Sabancı Üniversitesi Uygulamalı Nanoteknoloji Yaz ve Kış Okulları'nın düzenlemesine katkı veriyor. 2025 yılında İstanbul’da gerçekleştirilen Mikroakışkan Destekli Teknolojiler ve Uygulamalar (MaTA) Konferansı’nın eş başkanlığını yaptı.

Applied Thermal Engineering dergisinde konu editörlüğü yapıyor. ODTÜ MEMS Merkezi Yürütme Kurulu üyesi, Sabancı Üniversitesi Fikri Mülkiyet ve Ticarileştirme Komitesi üyesi ve Innovent A.Ş. Yürütme Kurulu üyesi. TÜBİTAK 1004 Mükemmeliyet Merkezi projelerinde araştırma liderliği üstleniyor. Son beş yılda 2,5 milyon Avro’nun üzerinde araştırma fonu sağladı ve 100’ü aşkın ulusal ve uluslararası projede yürütücü veya araştırmacı oldu.

Prof. Dr. Ali Koşar, halen Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi’nde Araştırma ve Uygulama Ağırlıklı Seçkin Öğretim Üyesi, Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi (SUNUM) Seçkin Araştırmacısı ve Sabancı Üniversitesi Nanotanı İçin İşlevsel Yüzeyler ve Arayüzeyler Mükemmeliyet Merkezi Eş-Direktörü olarak görev yapıyor. Türkiye Bilimler Akademisi üyesi ve American Society of Mechanical Engineers (ASME) seçkin üyesi (Fellow).

Proje Özeti

Hidrodinamik kavitasyon, akış halindeki bir sıvının lokal basıncında düşüş ve ardından yükselişle ortaya çıkan bir döngüdür. Buharlaşma, kabarcık oluşumu ve patlaması gibi süreçleri ardı ardına içerir. Çoğu durumda sistemin performansını sınırlayan, gürültüye ve verim kaybına yol açan kavitasyon, yan etkilerinin tedavi ve teknoloji geliştirme amaçlı kullanılabilmesi nedeniyle son yıllarda önemli bir araştırma alanı haline gelmiştir.

Prof. Dr. Ali Koşar ve ekibi, mikro/nano ölçekte orifis ve akış kısıtlayıcılar kullanarak düşük lokal basınçlarla sürekli mikro/nano kabarcıklar oluşturmayı başardı. Bu çalışmalar, “çip üstü kavitasyon” (cavitation on a chip) alanını açarak biyomedikal ve su arıtma uygulamalarının önünü açtı. Ekip, kabarcıkları hassas eyleyicilerle hedef bölgelere yönlendirerek (ör. böbrek taşı, prostat, kanserli dokular) tedavi amacıyla kullanılabileceğini deneylerle gösterdi. Bu yöntem mevcut yöntemlere göre daha ucuz, enerji tasarruflu, lokal ve yan etkisi düşük bir alternatif sundu. Çalışmalar sonucunda uluslararası triadik patent alındı ve ulusal bir tıbbi cihaz prototipi üretildi.

Çip üstü kavitasyon yaklaşımı ayrıca dolaşan tümör hücrelerinin (CTC) tespitinde kullanıldı. Mikroyapılı fonksiyonel yüzeyler içeren mikro orifisler aracılığıyla kavitasyon başlangıcının CTC içeren biyolojik sıvılarda daha erken gerçekleştiği gözlemlendi. Bu fark, herhangi bir kontrast madde veya pahalı biyosensör kullanmadan çalışan yenilikçi bir tanı cihazının geliştirilmesini sağladı. Böylece kavitasyonlu akışlar, teşhis alanında kullanılabilir hale getirildi ve kanser için pratik, düşük maliyetli bir teşhis aracı sunuldu.

Çip üstü kavitasyon konsepti ayrıca ilaç etkinliğini artırmak için de uygulandı. Özellikle Doksorubisin (DOX) ile kombine edildiğinde, kanser hücrelerinde tek başına DOX’tan daha güçlü bir antikanser etkisi sağlandı. Bu sonuçlar, çip üstü organ uygulamalarında kavitasyon kullanımının yolunu açtı ve biyomedikal tedavilerde yeni ufuklar sundu.

Detaylı Özgeçmiş

1985 yılında İstanbul’da doğan Doç. Dr. Şefik Evren Erdener, 2009’da Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden birincilikle mezun oldu. Aynı üniversitenin Tıp-Bilim Doktorluğu Bütünleşik Programı öğrencisi olarak, lisans öğrenimi sırasında başladığı Temel Nörolojik Bilimler doktorasını Prof. Dr. Turgay Dalkara’nın danışmanlığında 2012’de tamamladı. Migrende nöroinflamatuar mekanizmaları inceleyen doktora tezinin bulguları Science dergisinde yayımlandı. 2014’te Hacettepe Üniversitesi Nöroloji Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimini tamamladı ve 2015–2016 yıllarında Artvin Devlet Hastanesi’nde zorunlu hizmet görevini yaptı. 2016–2018 arasında Massachusetts General Hospital/Harvard Tıp Fakültesi ve Boston Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği/Nörofotonik Merkezi’nde doktora sonrası çalışmalarını yürüttü. 2018’den bu yana Hacettepe Üniversitesi Nörolojik Bilimler ve Psikiyatri Enstitüsü – Beyin Araştırmaları Laboratuvarı’nda öğretim üyesi olarak görev yapıyor. 2022’de Nörobilim Doçenti unvanını aldı.

Dr. Erdener’in araştırmaları, merkezi sinir sisteminde kan dolaşımının kapiller düzeyde nasıl düzenlendiği ve bu düzenin akut ve kronik nörolojik hastalıklarda nasıl bozulduğunu aydınlatmaya odaklanıyor. Özellikle kan hücrelerinin kapiller yataktaki akış dinamiklerini, immün sistem hücreleri ve nörovasküler ünitenin diğer elemanlarıyla etkileşimleri üzerinden inceliyor. Çalışmaları, iskemik inme ve Alzheimer hastalığı gibi nörodejeneratif hastalıklarda kapiller mikrodolaşım ve oksijenizasyon dinamiklerinin rolü konusunda yeni bakış açıları kazandırdı.

Ayrıca iskemi, nörodejenerasyon ve migren modellerinde optik görüntüleme tekniklerini uyarlayarak zor biyolojik sinyallerin saptanmasına yönelik çalışmalar yürütüyor. Bu kapsamda ilaç taşıyıcı nanopartiküllerin beyine geçişi, ekstrasellüler veziküllerin karakterizasyonu ve karmaşık sinaptik bağlantıların üç boyutlu görüntülenmesi gibi konularda özgün katkılar sundu. Multifoton floresan mikroskopi, fosforesans ömrü görüntüleme, optik koherans tomografi ve ultrahızlı fonksiyonel ultrasonografi gibi ileri teknolojileri kullanıyor ve mühendislik ekipleriyle işbirlikleriyle bu yöntemlerin geliştirilmesine katkı sağlıyor.

Dr. Erdener, Nature Neuroscience, Journal of Cerebral Blood Flow and Metabolism, Journal of American Heart Association, Frontiers in Neurology, Neurophotonics ve Photonics dergilerinde hakemlik ve yardımcı editörlük görevleri yürütüyor; Society for Neuroscience ve Federation of European Neurological Societies üyelikleri ile uluslararası bilim camiasında aktif rol alıyor. Güncel H-indeksi 25 olan Dr. Erdener, Hacettepe Üniversitesi Teşvik Ödülü, BAGEP, TÜBA-GEBİP, IBRO Travel Award ve Massachusetts General Hospital Poster of Excellence Award gibi birçok ödüle layık görüldü.

Detaylı Özgeçmiş

Doç. Dr. Fatih İnci, lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü ile University of Groningen (Hollanda) Biyoloji Bölümü’nde tamamladı. İstanbul Teknik Üniversitesi Moleküler Biyoloji-Genetik ve Biyoteknoloji Programı’nda başladığı doktora çalışmalarının bir kısmını Avustralya’daki University of New South Wales ve University of Technology Sydney, ABD’de Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi, MIT ve Brigham & Women’s Hospital’da yürüttü. Doktora sonrasında Harvard-MIT Sağlık Bilimleri ve Teknolojisi Programı ve Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde çalıştı; sonrasında Stanford Üniversitesi’nde 2,5 yıl akademisyen olarak görev yaptı. 2019’da Türkiye’ye dönerek Bilkent Üniversitesi UNAM’da öğretim üyesi oldu ve 2023’te ÜAK doçent ünvanını aldı. Mayıs 2024’ten itibaren Bilkent Üniversitesi UNAM’da Yardımcı Direktör (Akademik İlişkiler, Stratejiler) görevini sürdürüyor.

Doç. Dr. İnci’nin araştırmaları biyoteknoloji, biyomedikal mühendislik ve nanoteknoloji alanlarında hasta başı tanı testleri, biyosensörler, mikroakışkanlar, hücre dışı veziküller, mikroiğneler ve bunların klinik uygulamalarına odaklanıyor. Bu çalışmalar erken tanı ve kişiye özgü tıp yaklaşımlarında yenilikçi teknolojiler geliştiriyor; maliyeti düşük, kullanımı kolay ve hızlı sonuç veren çözümlerle küresel sağlık eşitsizliklerine karşı katkı sağlıyor.

Bugüne kadar 100’den fazla bilimsel yayını bulunan Doç. Dr. İnci’nin çalışmaları 6800’den fazla atıf aldı (h-indeksi: 45). Çalışmalarından 13’ü, Advanced Materials, Trends in Biotechnology, Small, Advanced Science ve Analytical Chemistry gibi alanının prestijli dergilerinin kapaklarında yayımlandı. Geliştirdiği teknolojiler 24 patent (tescilli/başvuru) ve 2 lisanslı ürüne dönüştü. Bu teknolojiler dört kıtada uygulamaya girdi.

Doç. Dr. İnci, Bilkent Üniversitesi’nde bugüne kadar 19 ulusal ve 4 uluslararası projede yürütücü, eş-yürütücü ve araştırmacı olarak görev aldı; toplamda 8,9 milyon dolar bütçeli 54 projeye katkı sundu. 2024’te TÜBİTAK Teşvik Ödülü, TÜSEB Aziz Sancar Teşvik Ödülü ve IBG Bilim Madalyası’nı aldı. TÜBA-GEBİP (2021), BAGEP (2021), ODTÜ Prof. Dr. Mustafa Parlar Araştırma Teşvik Ödülü (2022) ve Horizon 2020 Seal of Excellence (2022) gibi prestijli ödül ve nişanların da sahibidir.

Uluslararası alanda “Dünyanın En İyi 20 Genç Kişisi” (JCI, 2021) ve “Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları” listelerinde (Stanford–Elsevier, 2024) yer alan Doç. Dr. İnci’nin çalışmaları Nature Medicine, Science AAAS, Newsweek ve Popular Science gibi yayınlarda da geniş yer buldu.

Şimdiye kadar Türkiye, ABD, Kanada, Avrupa ve Asya’dan 77 öğrencinin yetişmesine katkıda bulundu. Öğrencileri Harvard, MIT, Stanford, ETH Zurich, Oxford, UC Berkeley ve Yale gibi dünyanın önde gelen üniversitelerinde prestijli burslarla eğitim görmeye hak kazandı. Bilkent Üniversitesi UNAM’daki laboratuvarında bugüne kadar 44 öğrenciyi destekledi, halen 16 araştırmacıyla çalışmalarını sürdürüyor

» Discover more CSS code cleaner HTML coding courses Copy HTML code Content management systems Microsoft Word Graphic design tools Web design software word Visual editor software Word Discover more Instagram followers service editor HTML cleaning subscriptions WYSIWYG editor HTML editor features HTML coding courses CSS cleaner service editors HTML editors Clean HTML code
Detaylı Özgeçmiş

Prof. Dr. Seda Kızılel, lisans ve yüksek lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü’nde tamamladı. Illinois Institute of Technology Biyomedikal Mühendisliği Bölümü’nde doktora derecesini aldıktan sonra University of Chicago’da doktora sonrası araştırmacı olarak çalıştı. 2008 yılında Koç Üniversitesi Kimya ve Biyoloji Mühendisliği Bölümü’ne öğretim üyesi olarak katıldı.

Prof. Kızılel’in araştırmaları, insülin ve benzeri proteinlerin/hormonların salgılanma eksikliğini gidermek için duyarlı hidrojel parçacıklarının tasarımı ve bu parçacıkların biyomedikal uygulamalarına odaklanıyor. Hücreleri bağışıklık sisteminin saldırısından koruyan bu parçacıklar, uzun vadeli fonksiyonel greftlerin sağlanması için regülatör T hücrelerini greft bölgesine toplayan kemokinlerin salgılanmasına da imkan tanıyor.

2008 yılından bu yana 22 yüksek lisans ve 13 doktora öğrencisi ile doktora sonrası araştırmacıya danışmanlık yaptı. TÜBİTAK, Avrupa Komisyonu ve endüstri fonlarıyla yürüttüğü 21 proje için toplamda 4 milyon Avro’nun üzerinde araştırma bütçesi sağladı.

Prof. Dr. Kızılel’in aldığı ödüllerden bazıları arasında 2023 Ulusal TEKNOFEST Yarışması En İyi Girişimci Ödülü, 2023 Koç Üniversitesi Üstün Patent Ödülü, 2018 Koç Üniversitesi Olağanüstü Öğretim Üyesi Ödülü, 2009 TÜBA L’Oréal Genç Bilim Kadınlarına Destek Bursu, 2009 Avrupa Komisyonu Marie Curie Bursu (FP7-PEOPLE-IRG) ve 2006 Charles Huggins University of Chicago En İyi Laboratuvar Araştırması Ödülü bulunuyor.

Proje Özeti

İmplant Edilebilir Hücre Plakalarının 3-Boyutlu Tasarımı

Bu projede, ameliyat sonrası yaşanan özofagus daralmasına doğrudan çözüm üretmek amacıyla, hastaya özel implant edilebilir hücre plakasının üç boyutlu tasarımı hedefleniyor. Projenin özgün değeri, geleneksel tedavi yöntemlerinden farklı olarak, özofagus hasarının bulunduğu bölgeye, ameliyat esnasında uygulanmak üzere, hücre matriksi ile entegre edilmiş nanoparçacıklardan ilacın düzenli salımını sağlayabilen bir plaka sisteminin geliştirilmesidir.

Geliştirilecek hücre plakası, özofagus mukozasının biyolojik ve fiziksel özelliklerini mümkün olduğunca doğru şekilde taklit edecek ve doku rejenerasyonunu tetikleyecektir. Kitosan nanoparçacıklar ile entegre edilen bu hücre matriksi, ilaç salımını da sağlayarak benzersiz bir yaklaşım sunar.

Sistem, özofagus dokusunun yapısını doğru şekilde taklit edebilen ve hedeflenen ilaçların kontrollü salımını gerçekleştiren bir yapı oluşturur. İlaç yüklü nanoparçacıkların implant içerisine entegre edilmesi, ilacın doğrudan hedef bölgeye ulaşmasını sağlayarak tedavinin etkinliğini artırırken yan etkileri azaltır.

Bu teknoloji ile cerrahi müdahale sonrası komplikasyonların azaltılması, doku rejenerasyonunun desteklenmesi ve hastaların yaşam kalitesinin arttırılması hedefleniyor. Ayrıca, yaklaşım yalnızca özofagusla sınırlı kalmayıp gastrointestinal sistemin diğer bölgeleri ve omurilik hasarı gibi, doku yenilenmesini gerektiren rahatsızlıklar için de potansiyel bir çözüm sunar.

Detaylı Özgeçmiş

1977 yılında Aydın’da doğan Doç. Dr. Umut Şahin, 1999’da Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nden lisans derecesini aldı. Doktora eğitimini New York’ta Memorial Sloan-Kettering Kanser Merkezi’nde Prof. Carl Blobel danışmanlığında hücre ve kanser biyolojisi alanlarında tamamladı. Doktora sonrası çalışmalarını Paris’te Pasteur Enstitüsü’nde Prof. Anne Dejean ve Collège de France’da Prof. Hugues de Thé ile sürdürdü. Bu dönemde Akut Promiyelositik Lösemi ve Yetişkin T-Hücreli Lenfoma gibi kanser türlerine yönelik hedeflendirilmiş tedavi yaklaşımlarının geliştirilmesine ve bu tedavilerin hücresel ve moleküler mekanizmalarının anlaşılmasına önemli katkılarda bulundu.

2016’da Türkiye’ye dönerek Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nde öğretim üyesi olarak göreve başladı. 2024 yılında Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi’ne katıldı ve burada kurduğu laboratuvarda çalışmalarını sürdürüyor.

Dr. Şahin’in araştırmaları, protein modifikasyonları, stabilitesi ve yıkımı gibi temel hücresel süreçlerin terapötik olarak hedeflenmesine odaklanıyor. Bu doğrultuda kanser ve nörodejeneratif hastalıkların tedavisinde klinik fayda sağlamayı amaçlıyor. Çalışmalarında temel biyolojiyi translasyonel tıp ile bütünleştiren disiplinlerarası bir yaklaşım benimseyerek karmaşık biyolojik problemlere çözüm üretiyor.

Araştırmaları EMBO ve TÜBİTAK gibi ulusal ve uluslararası kuruluşlar tarafından destekleniyor; IPSEN, BrainEver ve AB Science gibi biyoteknoloji şirketleriyle iş birliklerini kapsıyor. TÜBİTAK 2247-A Ulusal Lider Araştırmacılar Programı kapsamında da desteklenen Dr. Şahin, 2016 yılında Bilim Akademisi BAGEP Ödülü’ne layık görüldü. 

Proje Özeti

Amiyotrofik lateral skleroz (ALS), merkezi sinir sisteminde motor nöron ölümünden kaynaklanan ölümcül bir nörodejeneratif hastalıktır. İnsanlarda en sık görülen motor nöron hastalığı olan ALS, Alzheimer ve Parkinson’un ardından üçüncü en yaygın nörodejeneratif hastalıktır. Türkiye’de her yıl ortalama 1500 kişiye ALS tanısı konuyor. Erken evrelerde kas zayıflığı ve kramplarla başlayan hastalık, ileri evrelerde solunum ve yutma güçlüğü dahil olmak üzere kas fonksiyonlarının hızla kaybına yol açıyor. Etkili bir tedavinin bulunmaması, ALS’yi hem bireyler hem de toplum için büyük bir zorluk haline getiriyor.

ALS’ye yol açan hücresel mekanizmalar büyük ölçüde bilinmiyor. Bu karmaşıklık, geçerli ve etkili tedavi stratejilerinin geliştirilmesini zorlaştırıyor. Bugüne kadar kullanılan sınırlı sayıdaki jenerik tedavilerin yerine, toksik proteinleri doğrudan hedefleyen stratejiler klinik açıdan daha yüksek potansiyel taşıyor.

Yakın geçmişte NEK1 geni, ALS ile ilişkili yeni bir gen olarak tanımlandı ve önemli bir genetik risk faktörü olarak öne çıktı. Dr. Şahin’in ekibi, dünyada ilk kez NEK1 mutasyonlarına dayalı bir ALS fare modeli geliştirdi ve motor nöronlarda mutant NEK1 protein birikiminin yol açtığı toksisiteyi gösterdi. Ayrıca bu süreci hedef alan yenilikçi bir tedavi yaklaşımı geliştirdi ve preklinik hayvan modellerinde başarıyla test etti.

Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Vakfı tarafından desteklenecek bu çalışmalarda, NEK1’e bağlı patolojik mekanizmaların ayrıntılı biçimde anlaşılması ve bu süreçlerin hedefe yönelik tedavi yaklaşımlarıyla tersine çevrilerek klinik fayda sağlanması hedefleniyor.

Detaylı Özgeçmiş

2001 yılında İstanbul’da doğan İsmail Emir Yassı, Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde eğitimine devam ediyor. Massachusetts Institute of Technology (MIT) Media Lab’de Dr. Guillermo Bernal ve Prof. Pattie Maes ile yürüttüğü projede, beyin-bilgisayar arayüzü kullanarak kognitif yük ve kalp hızı değişkenliği arasındaki ilişkileri inceledi ve bunları tahmin edebilen modeller geliştirdi. Psikoterapi, eğitim ve kognitif performansı artırma alanlarında öngörüler sunan bu çalışma, yayımlandığı derginin sayı kapağına seçildi.

Harvard Tıp Fakültesi’nde burslu olarak Prof. Mouhsin Shafi ve Prof. Recep Özdemir danışmanlığında, transkraniyal manyetik stimülasyon ile elde edilen EEG yanıtlarını araştırdı ve kortikal ileti hızının ölçümüne yönelik non-invazif bir yöntem geliştirdi. Aynı dönemde, olay ilişkili potansiyelleri kullanarak Alzheimer hastalığında klinik varyasyonları tanımlamayı amaçlayan bir projede yer aldı.

Türkiye’de Prof. Şehime Temel danışmanlığında ve Coşkunöz Eğitim Vakfı bursuyla, omurilik yaralanması olan bireyler için bir mobil el dış iskeleti geliştirerek klinik çalışmasını tamamladı. Ulusal patent, endüstriyel tasarım tescili ve bilimsel makale ile sonuçlanan bu projeye, Cumhurbaşkanı tarafından T3 Vakfı Sağlık Teknolojileri Alanında En İyi Girişim Ödülü takdim edildi.

Eğitimi süresince tıp ve mühendisliği sinirbilim araştırmalarında bir araya getiren Yassı, çalışmalarını nöropsikiyatri alanında derinleştirmeyi hedefliyor.

Proje Özeti

Kognitif yük, görsel-uzamsal aktivite ve otonom sinir sistemi tepkileri, optimal performans ve ruh sağlığı için kritik öneme sahiptir. Bu çalışmada EEG ve fotopletismografi sensörleriyle donatılmış bir beyin-bilgisayar arayüzü aracılığıyla katılımcılara Tetris oyunu oynatıldı. Deney sırasında zorluk seviyesi giderek artırıldı, ardından oyuna eklenen “yardım girişimi” ile aniden azaltılarak biyosinyallerdeki dinamik değişimlerin analizi yapıldı.

Görev zorluğunun azalmasını takiben frontal theta gücünde azalma, parietal beta gücünde artış, theta gücünde azalma ve kalp hızı değişkenliğinde artış saptandı. Bu değişiklikler sırasıyla kognitif yükte düşüşün, görsel-uzamsal meşguliyetin ve parasempatik aktivasyonun göstergesi olarak değerlendirildi.

Biyosinyaller ve deney sonrası elde edilen psikometrik verilerle oluşturulan regresyon modelleri, zorluktaki ani değişimlerin katılımcılar üzerindeki etkisini ayrıntılandırdı. Kognitif yükteki azalma, frontal theta bandındaki osilatuvar aktiviteyle ilişkilendirildi; ancak subjektif zorlantı hissi ve yardım girişiminin faydasına dair algı, parietal osilatuar aktivite ve artan kalp hızı değişkenliği ile daha iyi açıklandı.

Ayrıca parietal theta ve beta osilasyonlarındaki değişimleri temel alan regresyon modeli, katılımcıların görev performansını yüksek doğrulukla tahmin etti. Bu bulgular, psikoterapi ve eğitim gibi alanlarda kullanılabilecek gerçek zamanlı kognitif durum izleme sistemleri için temel oluşturuyor.

Site Haritası
  • Anasayfa
  • Kişisel Verilerin Korunması ve İşlenmesi Politikası
  • Veri Sahibi Başvuru Formu
  • Başvuru Koşulları
Kategoriler
  • Tıp Bilim Ödülü
  • Tıp Teşvik Ödülü
  • Bilimsel Araştırma Destek Ödülü
  • Hedeflendirilmiş Tedaviler Bilimsel Araştırma Destek Ödülü
  • Tıp Öğrencileri Proje Ödülü
İletişim

iletisim@eczacibasitipodulleri.com

Talep, şikayet, öneri ve isteklerinizi bizimle paylaşmanız dolayısıyla elde ettiğimiz kişisel verilerinizin işlenmesi hakkındaki aydınlatma metni için lütfen tıklayınız.

Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Tıp Ödülleri
Posta Adresi
Büyükdere Cad. Ali Kaya Sok. No:5
34394 Levent-İstanbul

Telefon: +90 (212) 350 85 57
Faks: +90 (212) 350 86 60

© Tüm hakları saklıdır. Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Vakfı 2022